İnek bir okul birincisi, mezuniyet konuşması sırasında baş amigoya olan aşkını itiraf edince, kız onunla cinsel olarak alay ederek, kıskanç erkek arkadaşını, mezuniyet gecesi boyunca bir dizi vahşi kovalamaca ve şiddetli yüzleşme için kışkırtarak cevap verir.
Buffalo Grove Lisesi’ni birincilikle bitiren Denis Cooverman (PAUL RUST), oldukça başarılı bir akademik kariyere sahiptir... En azından kağıt üzerinde. Üstün öğrenci, vicdanlı genç beyefendi ve bariz bir şapşal olan Denis, oyunu güvenli bir şekilde oynar ve yüksek öğrenimin, giriş çıkış saatlerine uymamak, mülkün tahrip edilmesi, aşırı alkol tüketimi, yumruk kavgaları, gece geç saatlerde hızlı arabalar ya da hızlı kadınlar – aslında her türlü kadın - gibi bazı zevklerini gerçekten yaşamadan mezuniyet gününe kadar ilerlemeyi başarır. Ama bunların hepsi, üç küçük kelimeyle değişmek üzere: "HEP SENİ DÜŞÜNÜYORUM." Denis'in altı yıldır bir sır sakladığı anlaşılır; okuldaki en popüler kızlardan biri olan ve derslerde hemen önündeki sırada oturan Beth (HAYDEN PANETTIERE) için beslediği kronik bir kara sevda vakası (Tanrı alfabetik sırayı korusun!). Ve renkli en yakın arkadaşı Rich (JACK T. CARPENTER) sayesinde, Denis gerçeği söylemeye ve mezuniyet konuşması sırasında aşkını ilan etmeye teşvik edilir- üstelik son sınıflar arasında izdiham yaratan lüzumsuz bir takım şeyleri de isimlendirerek. Konuşmanın ardından ortaya çıkan utanç, Beth ve en yakın iki arkadaşı, süper Cammy (LAUREN LONDRA) ve süper kolay Treece ‘den (LAUREN STORM) oluşan kutsal üçlünün, Denis’in Rich ile birlikte verdiği mezuniyet gecesi partisine gelmesiyle, kısa etkili olur. Ne yazık ki Beth'in boynu kalın, asker adayı erkek arkadaşı Kevin’ın (SHAWN ROBERTS), çift haneli zekalarıyla en az kendi kadar tehditkar iki arkadaşıyla birlikte ortaya çıkması, Denis için büyük şanssızlık olur. Kaçınılmaz "kadınıma hakaret ettin!" arbedesi çıktığında Beth, arada kalan Denis, Rich, Cammy ve Treece'i hurda Cabriolet'ine atarak olay yerinden uzaklaştırır ve onları kurtarır. Kovalamaca gün batımından güneşin doğuşuna kadar devam ederken, Denis küçük konuşmasının hayatının en vahşi, en olaylı, en komik ve en açığa çıktığı gecelerinden birine yol açtığını fark eder.